NEDEN GREV İSTİYORUZ?
Grev Nasıl Ortaya Çıktı?
Geçmiş dönemlerde işi durduran veya işten ayrılan Parisli işçiler,
yeniden iş bulabilmek için Paris belediye sarayının önündeki Greve
alanında toplanırlarmış. İşçilerin "greve gitmesi" kavramı
büyük olasılıkla buradan kaynaklanmaktadır.
Grev Nedir:
Çalışanların, çalışma koşullarını kendi lehlerine değiştirmek,
yeni hak ve menfaatler sağlamak amacıyla, kendi aralarında karar vermek
suretiyle bir işyerinde, işkolunda ya da ülke çapında belirli ya da
belirsiz bir süre için çalışmaya ara vererek taleplerinin kabul
edilmesini sağlamalarıdır.
Genel olarak grev, çalışanların işverene isteklerini kabul ettirmek
ve onlara bu yönde baskı yapmak için topluca işi bırakmalarıdır.
Grav bir hoşnutsuzluğun ifadesi, baskı kurmanın bir aracıdır.
Doğal olarak grev geçici bir süre için kullanılır. Talepler işveren
tarafından kabul edilirse grev sona erer. Grev, esas olarak uyuşmazlık
halinde kullanılır.
Grevin özelliği, tek tek bireylerin hakları için baskı kurmaları
olanaksız olduğu için topluca yapılmasıdır. Grev bilinçli bir
davranıştır, bunun için çalışanların kendi aralarındaki bir
karara ya da çoklukla da sendikaların kararı üzerine yapılır.
Grev işin durdurulmasıdır. Bir üretim yapılıyorsa, üretim
durdurulur. Bir hizmet sürülüyorsa, hizmet artık sunulmaz.
Grev çeşitli amaçlar için yapılabilir. Amaç; işyerindeki sorunlar,
başka ülkelerin çalışanlarıyla dayanışma, yasa değişikliğini sağlama,
bir hükümetin değiştirilmesi, demokrasiyi ortadan kaldırmayı
hedefleyen askeri darbelerin önlenmesi olabilir. Ancak yaygın olarak
toplusözleşmelerdeki uyuşmazlıkların çözümünde demokratik bir hak
olarak kullanılır. Amaçsız grev olmaz ve grev süresi bu amaçla sınırlıdır.
Grev toplu bir harekettir. Çeşitli biçimler altında uygulanabilir. Bütün
işyerlerinde yaşam durdurulabilir, belirli aralılarla ve kısa sürelerle
çalışmaya ara verilebilir. İşyeri terketmeme ya da genel grev şeklinde
yapılabilir.
Grev ya da iş bırakma, çalışanın üretim üzerindeki gücünün göstergesidir.
Çalışan bir malın üretiminde veya bir hizmetin sunulmasında çalışır.
Bu çalışma sürecinde işveren çalışanı ezmeye çalışır. Bu sömürü
ve ezmeye, aşağılamaya karşı çalışanın en genel, en yaygın ve en
etkili örgütlü tepkisi grevdir. Kısaca grev üretimi durdurmaktır.
Grev hakkı olmazsa ne olur?
Kapitalist toplumlarda emeğini satanlar, emeği alanlar arasında bir çıkar
çelişkisi vardır. Birinin çıkarı diğerinin zararmadır. Grev bu çelişkinin
toplusözleşmelerde çözülememesi üzerine ortaya çıkar.
Çalışanların grev hakkının olmadığı durumlarda isteklerin işverene
kabul ettirilmesi kolay olmaz, işveren, üzerinde bir baskı hissetmediği
zaman talepleri kolayca reddedebilir. İşte grev, işveren üzerinde bir
baskı kurma, taleplerin kabulünün daha kolay sağlanması için önemlidir.
Toplusözleşme görüşmelerinin mutlaka anlaşmazlıkla sonuçlanması
gerekmez, işveren çözümsüzlük halinde çalışanların greve
gidebileceğini bilidiği için, talepleri daha kolay kabul edecektir.
Aksi durumda çalışma ve yaşama koşullarımızın lehimize değiştirilmesi
güçleşecektir.
Bütün demokratik ülkelerde grev hakkı ve özgürlüğü işverenler
karşısında çalşanlarm, sendikaları aracılığı ile pazarlık gücünü
sağlamak amacıyla tanınmıştır. Grev hakkı konusunda sınırlamalar
ve kısıtlamalar ülkeden ülkeye değişmektedir.
ILO Grev Konusunda Ne Demektedir ?
ILO 87 ve 98 sayılı sözleşmelere dayanarak kamu emekçileri de dahil tüm
çalışanlara grevi ilke olarak tanımaktadır.
Grevin biçimlerine ilişkin ILO karaları şöyledir: iş başında iş
durdurma, iş yavaşlatma, kuralı tamı tamına uygulama ve oturma grevi
türü eylemler barışçıl olmaktan çıktıklarında, kısıtlanabilmektedir.
ILO ilke olarak siyasal amaçlı grev dahil olmak üzere hiçbir biçimi
reddetmez.
ILO, grevin yalnızca temel hizmetlerde kısıtlanabileceğini
belirtmektedir. Temel hizmetler olarak kastedilen, "yalnızca aksaması
durumunda nüfusun tamamının veya bir bölümünün hayatını, kişisel
güvenliğini veya sağlığını tehlikeye sokacak hizmet ve
faaliyetlerdir."
|