YENİ
BİR DÖNEM BAŞLIYOR
1990’lı
yıllarda başlayan, Kamu Emekçileri Sendikal Hareketi haklı ve meşru
zeminlerde yürüttüğü mücadelede on iki yıllık bir süreyi geride
bıraktı. Bu mücadeledeki temel hedef; başta emeğimizin
belirlenmesinde taraf olmaktı. Fakat bu düşündüğümüz gibi olmadı.
Nedenlerini birlikte irdelememiz gerekiyor.
Evet;
birileri bu mücadeleden tedirgin oldu. Çünkü onlar şunu çok iyi
biliyordu; eğer kamu emekçileri özgür, demokratik, grevli toplu sözleşmeli
bir sendika yasasına kavuşursa onlar Devletin kurum ve kuruluşlarını
dilediği gibi yönetip yönlendiremeyecek, özelleştirme adı altında
halkın ortak malı olan kamu kuruluşlarını yandaşlarına peşkeş
çekemeyecek, Devletin paralarını hortumlayamayacaklardı. Bu
nedenledir ki haklı ve meşru mücadelemizin karşısına adına
sendika demeye dilim varmıyor ama bir gecede kurulan bir oluşumu çıkarttılar.
Sözde sendika çıkışından günümüze kadar sendikal taleplerin dışında
yalan ve iftiralarla dolu söylemleriyle bu mücadeleyi bölmek için
her türlü yola başvurdu. Bu durumunu hala sürdürmektedir. (Son günlerde
dolaştırdıkları Basında KESK gerçeği adlı dergi).
Dostlar;
Bizler
insanca ve onurlu bir yaşam için verdiğimiz sendikal mücadele tarihe
altın harflerle yazılacak bir çok eylem ve etkinliklerle doludur. Bu
gün tüm emekçilerin ve kamuoyunun taleplerimizin haklı ve meşru
talepler olduğu konusunda en ufak bir kuşkusu yoktur. Bizler bugünlere;
20 Aralık’ları, 17-18 Haziran’ları, 4 Mart’ları ve 7 Temmuz
onurlu direnişlerini yaratarak geldik. Ne yazık ki bu sürece zerre
kadar katkısı olmayan Türkiye Kamu-sen’in çıkarılan anti-demokratik
hükümlerle dolu 4688 sayılı yasaya taraf olması gerçek yüzünü
ve niyetini ortaya koymuştur. Son günlerde işkolumuzdaki işyerlerini
ziyaretimiz esnasında Türk tarım orman-sen in bastırmış olduğu
bir afiş çok dikkat çekicidir. Bu afişte “Yetki tamam, sıra toplu
görüşmede” denilmektedir. Oysa şunu çok iyi biliyoruz ki 4688 sayılı
yasanın 30. maddesi “her yıl 31 Mayıs itibarı ile sendikaların üye
sayılarını tespit eder, buna göre her hizmet kolundaki yetkili
sendika ile en çok üyeye sahip konfederasyon belirlenir. Ve sonucu
Temmuz ayının ilk haftası Resmi Gazetede yayınlanır”
denilmesine rağmen kamu emekçilerine yetkiyi iki ay önceden
aldıklarını ilan ediyorlar ve hala yalan söylüyorlar.
Kamu
emekçisi dostlar;
Geçmişi
anımsayalım. 20 Aralık 1994 yılında ülkedeki kamu emekçilerinin
%70’inin katıldığı bir günlük iş bırakma eylemi akşamı dönemin
başbakanı Sayın Tansu Çiller’in koltuğuna sığınarak “Onlar
vatan hainidir, biz devletin yanındayız” diyen bir anlayışın hak
arayamayacağı açıktır. Özellikle Türkiye Kamu sen kongresinde
malup partinin müdahalesi de bunun göstergesidir.
Son
olarak şunu vurgulamak istiyorum. Bizler haklı ve meşru taleplerimiz
için bu mücadeleye başladık. Sonuna kadar da sürdüreceğiz.
Bu
mücadelenin aynı zamanda bir demokrasi mücadelesi olduğunun
unutulmaması gerekmektedir.
Bu
anlamda farklılıklarımız zenginliğimiz olmalıdır düşüncesiyle;
YAŞASIN
DEMOKRASİ MÜCADELEMİZ,
YAŞASIN
GREVLİ TOPLU SÖZLEŞMELİ SENDİKAL MÜCADELEMİZ.
YAŞASIN
TARIM ORKAM – SEN
YAŞASIN
K E S K
ŞÜKRÜ DURMUŞ
Gn.
Örgütlenme Eğitim-Basın
Yayın
Sekreteri
|